"Terapist bir el feneri gibidir... Zorlu yaşam koşulları kimi zaman hayatı bilinmezlerle dolu kapkaranlık bir yola dönüştürür. İşte tam da bu noktada ne yapacağımız, nasıl kararlar alacağımız her zamankinden daha da zor olur. Görmediğimiz bir yolda nasıl ilerlenebilinir ki... İhtiyacımız olan şey ise yolu, yoldaki engelleri, çukurları görmek, fark etmek ve bunları nasıl aşacağımıza dair stratejiler geliştirmek, emin adımlarla ve doğru kararlarla ilerleyebilmektir. Hayatınızın karanlık bir yola dönüştüğü her an, o yolu aydınlatmanıza yardımcı olacak bir el feneri olmak için buradayım... Yeter ki isteyin..."

Her birey esasında kendi içinde kendi sorunlarını çözebilme kapasitesine ve yeterliliğine sahiptir. Ancak bazı genetik faktörler, kişilik yapılandırmaları, yaşanan duygusal süreçler, çevresel etmenler gibi nedenler kişinin baş etme ve sorunların altından kalkabilme kapasitesini etkiler. Bu potansiyelini kullanamaz duruma gelir.  Bireysel psikolojik destek ile amaçlanan kişide var olan bu potansiyellerin tekrardan açığa çıkarılması, kullanılabilir hale getirilmesidir.  Bireyin,  kendi başına yetebilen, bağımsız, kendi ayaklarının üzerinde durabilen, ötekilerle sağlıklı ilişkiler kurabilen, problemlerin sorumluluğunu üstlenip çözüm arayışında olabilen, yaşamdan keyif alabilen, mutlu, huzurlu bir yapı kazanması psikoterapi süreçlerindeki temel hedeflerdir.

Bireysel psikoterapi çalışmalarım danışanlarımla birlikte yürüttüğüm  terapötik konuşma seansları şeklindedir. Süreç danışanla terapistin karşılıklı olarak güven ortamını kurması ile başlar. Her iki tarafın terapi odasında konuşulanların mahremiyetini korumaya dair güveni temin etmesi, sürecin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi açısından temeldir.  Danışanımla kurduğum güven ortamında sorunların nerden kaynaklandığını fark etmesini sağlamak ve üstesinden gelmesi için çözüm yollarını keşfettirmede bir el feneri misyonu yüklenmek terapist olarak temel amacımdır. Ancak benim bakış açımdan bir psikoterapi süreci sadece bundan ibaret değildir. Danışanın psikolojik süreçlere dair bilgilendirilmesini içeren psikoeğitim süreciyle danışanın insanın kişilik gelişimini, insan zihninin nasıl çalıştığını ve bu süreçlerin nasıl kontrol edilebileceğine dair gelişimini de sağlamak temel bir hedef olmalıdır. Bu danışanı, sadece o anda başvurduğu problemi çözmekle kalmayıp, ileride karşılaşabileceği olası problemlerin üstesinden gelebilmesi konusunda da yeterli ve hazır hale getirebilmektedir.

Bireysel psikoterapi süreci kişinin kendini tanıması, anlaması, kabullerini yaşayıp, değişimlerini planlaması doğrultusunda bir yolculuktur, bu süreçte ise kaptan danışanın kendisisi olup, terapist sadece kaptanın yolunu aydınlatmaktadır.

• Fobiler

• Sosyal Fobi

• Uyku Bozuklukları

• Kaygı Bozuklukları

• Stres ve Stresle Başa Çıkma

• Yeme Bozuklukları (Anoreksiya- Bulimiya-Obezite)

• Kişilik Bozuklukları (Borderline-Narsistik-Şizoid-Mükemmeliyetçi Kişilik Bozukluğu)

• Hamilelik ve Lohusalık Depresyonu

• Depresyon

• Panik Atak

• Öfke Kontrolü

• İlişki Problemleri

• Dikkat dağınıklığı

• Hipnozla Bireysel Danışmanlık

• Obsesif Kompulsif Bozukluk (Takıntılar)

• Tıbbı Nedene Bağlı Olmayan Fiziksel Hastalıklar ve Ağrılar

• Kendini Tanıma ve Kişisel Gelişim

Yaşamın erken dönemleri olan çocukluk ve gençlik yıllarının gelecekteki kişilik yapılarının şekillenmesinde oldukça önemli yıllar olduğunu hepimiz biliriz. Bu dönemlerin olabildiğince sağlıklı bir şekilde geçirilmesi, gelecekte netleşecek olan kişilik yapısının sağlam bir psikolojik temele oturmasını sağlamaktadır. Pek çok görüşe göre, gerek zihinsel gelişim gerekse kişilik gelişiminin yapı taşları 0-6 yaşa kadar tamamlanmakta, ilerleyen dönemlerde ise bu yapı taşlarının üzerine kişiliğimiz inşa edilmektedir. Temeli sağlam bir birey hayata umutla bakabilen, zorluklarla mücadele edebilen, yaşamdan keyif alarak yaşayabilen, kendi kararlarını vermede yeterli, başarılı ve mutlu olabilmektedir. Ancak kabul edersiniz ki yaşam sadece gül bahçelerinden ibaret değildir, kimi zaman yaşamsal güçlükler çocuklarımızın, gençlerimizin elde olmayan nedenlerden ötürü bu yıllarda çeşitli psikolojik sorunlar yaşamalarına neden olabilmektedir. Önemli olan ise onları iyi gözlemleyerek yaşadıkları sıkıntıların farkında olabilmek ve geleceğe dair kişilik yapılarının şekillendiği bu erken dönemlerde bu sıkıntıları derin izler bırakmadan, ileride belirgin kişilik patolojilerine neden olmadan çözümlenmesi konusunda duyarlı olmaktır. Aileler olarak çocuklarımız, gençlerimizdeki sorunlar biz ebeveynlerin yetersiz olduğunu, iyi bir anne-baba olamadığımızı düşündüreceğini sanarak, sorunu görmezden gelmemize neden olmaktadır. Oysa bir ebeveyn olarak tek istediğimiz onları en iyi şekilde yetiştirmek ve mutlu olmalarını sağlamaktır. Ancak zaman zaman onun için en iyisini isterken farkında olmadan canımızdan değerli gördüğümüz evladımızın bir takım sorunlar yaşamasına sebebiyet vermekteyiz veya bizim dışımızda gelişen nedenler bu durumlarda etkili olabilmektedir. Gerçekten yeterli bir ebeveyn işte bu noktada ayırt edilmektedir. Çocuğunun sorunun farkında olan ve bu sorunun görmezden gelmek yerine nasıl çözümlenebileceğine dair arayışı olan ebeveyn gerçek bir ebeveyndir. Çalıştığım tüm ailelerin bu noktada gerçek ebeveynler olduğu görüşündeyim.

Çocuk ve ergenlerle yaptığım çalışmalar öncelikle çocuk veya ergeni tanımaktan, sorunu anlamaktan geçmektedir.Yetişkin bir birey bir takım psikolojik sorunlar yaşarken bunu kendisi dile getirebilirken, çocuk ve gençlerde ise bu pek mümkün olmamaktadır. Çocuk ve gençlerle yapılan çalışmalar bu noktada yetişkin psikoterapisinden ayrılmaktadır. Çocuklarla, gençlerle çalışırken aileyi bu çalışmanın içinde tutmanın, bir nevi aileye çocuklarına nasıl yardımcı olabileceklerine dair rehberlik etmenin gerekli olduğu inancındayım. Bunun için ise öncelikle aileyi, çocuğu tanımak ve ailesine yeniden tanıtmak gerekmektedir. Bu doğrultuda başvuran danışan ailelere 5 - 6 seans arasında süren çalışmalarla ailenin dinamikleri, birbirlerini nasıl algıladıkları, dahası çocuklarının kendisini, anne ve baba olarak ebeveynlerini nasıl algıladığını, hayata bakışının nasıl olduğunu ve problemlerin nereden kaynak aldığını yaptığım çalışmalarla anlamakta ve aileye aktarmaktayım. Bu süreci tamamlamanın ardından yani problemi anlayıp, aileyi ve çocuğu tanımanın ardından çözümün nasıl olacağına aileyle ve çocukla, gençle birlikte karar vermekteyim. Süreç bir psikoterapi gerektirecekse bunu ailenin de destekleyip destekleyemeyeceğinin, çocuğun, gencin böyle bir sürece girmeye gönüllülüğünün sorgulanması gerektiği inancındayım. Bir terapist olarak psikoterapi sürecini önermek tek başına yeterli değildir, bu sürece dair ailenin görüşü ve çocuğun, gencin fikri de benim için kendi görüşüm kadar önemlidir. Kısacası çocuk ve ergenlerle yaptığım çalışmalara ailenin de olduğu bir ekip çalışması olarak bakmaktayım.  Çocuğunuzu tanımak, anlamak ve yardımcı olmak adına bir ekip olarak çalışmak için buradayım.

Çocuk ve ergenlere yönelik çalışma alanlarım

• Dikkat eksikliği ve hiperaktivite sendromu,

• Özel öğrenme güçlüğü,

• Altını ıslatma - Altını kirletme,

• Çalma,

• Yalan söyleme,

• Tikler,

• Parmak emme,

• Tırnak yeme ,

• Kardeş kıskançlığı,

• Uyku ve yeme bozuklukları,

• Aile içi iletişim problemleri,

• Arkadaşlık ilişkilerinde yaşanan sorunlar,

• Travma sonrası sorunlar,

• Okul başarısızlığı,

• Okul fobisi,

• Sınav kaygısı,

• Okula uyum sorunları,

• Ergenlik dönemi sorunları

Her insan bir takım psikolojik sorunlar yaşar. Kimi problemler yaşam kalitemizi ciddi bir şekilde bozarken kimileri de biz farkında olmadan hayatımızı sinsi bir şekilde altüst eder. Tıpkı yetişkin bir bireyde olduğu gibi pek çok çocuk pek çok ergen kendilerinin veya ailelerinin nedenini anlayamadıkları bir takım sorunlardan dolayı yaşam kalitelerindeki işlevsellikte sıkıntı yaşarlar. Görünürde bu çocuklar- ergenler, yaramaz, söz dinlemez, sürekli bilgisayar başında vakit geçiren arkadaşlık ilişkileri yetersiz, içine kapanık, dikkatsiz, aşırı hareketli, anlamakta sıkıntı çeken vb. bireyler olabilirler. Oysa çocuk veya ergenin bu davranışlara yönelmesinin kökeninde ailenin farkında olmadığı çeşitli nedenler bulunmaktadır. Çözüm ise bu sorunların esas nedenini bulup bunların bireyin işlevselliğini engellemeyecek şekilde organize edilmesinden geçmektedir. Çocuk Ergen Psikolojik Değerlendirme Paketi çocuğunuzun genel kişilik yapılanması ve zihinsel fonksiyonları, psikolojik açıdan yaşadığı problemler ve bunların kaynağı hakkında bilgi edinmenizi, bu soruların aşılması doğrultusunda neler yapılabilirliğiyle ilgili olarak bilgi edinebilmenizi sağlar. Çocuk Ergen Psikolojik Değerlendirme Paketi sadece sorun odaklı olmayıp, çocuğunuzu daha iyi tanıyıp, ona yaklaşım tarzınızı düzenleyerek daha işlevsel aile ilişkileri geliştirmenize olanak sağlar. Çocuk Ergen Psikolojik Değerlendirme Paketi toplam 6 seanslık bir paket olup, aileden alınan gelişim öyküsünü, çeşitli kişilik ve zeka değerlendirmelerine dair testleri ve en son olarak tüm bu değerlendirmelerin sonuçları ve görülen problemlere dair neler yapılabilirliği hakkında aileye bilginin verileceği bir aile seansından oluşmaktadır.

Esas sağlık psikolojik açıdan sahip olunan sağlıktır, bu ise psikolojik açıdan sağlıklı bir çocukluk ve ergenlik döneminden geçmeye dayanmaktadır.  Çocuk Ergen Psikolojik Değerlendirme Paketi çocuğunuza sağlam bir kişilik yapılanmasının kapısını açacak en değerli anahtardır.

Detaylar yakında...

Detaylar yakında...

• RORSCHACH MÜREKKEP LEKELERİ TESTİ

• ÇOCUKLAR İÇİN ALGI TESTİ (CAT)

• TEMATİK ALGI TESTİ (TAT)

• WISC-R ÇOCUKLAR İÇİN ZEKA TESTİ                         

• PEABODY RESİM KELİME TESTİ

• BENDER GESTALT GÖRSEL MOTOR ALGİ TESTİ

• ANKARA GELİŞİM TARAMA ENVANTERİ

• ÇOCUK ÇİZİMLERİNİN YORUMLANMASINA YÖNELİK TESTLER (BİR İNSAN ÇİZ TESTİ, BİR EV-BİR AĞAÇ-BİR İNSAN ÇİZ TESTİ, BİR AİLE ÇİZ TESTİ)